27 Şubat 2015 Cuma

NİCE YAŞLARA MELEĞİM...


13 sene önce bugün tam 13:45 de sen geldin hayatıma. 2,930kg, 48cm bembeyaz bir dünya güzeli. Küçücük, aydınlık yüzünde, upuzun kirpiklerinin arasındaki simsiyah gözlerle baktın bana. Ve ben o gün çok sevmeyi öğrendim.
 
Göğsüme bastırdım seni sıkı sıkı, ılık ılık aktı içime tarifsiz kokun. Sarhoş oldum sanki o an ve sıcaklık neymiş öğrendim. 

Parmağımı minik bir el tuttu sıkıca. Allah ömür verdikçe bırakmayacağım bu elleri dedim, dokunmak nedir öğrendim. 

Gece kalkıp kalkıp nefesini kontrol ettim. 40 saatlik uykusuzluğun peşine, senin gülümsemenin huzuruyla uyudum ve bir nefesin anlamını öğrendim.

Ben senin gibi bir mucizeyi var etmenin muhteşemliğini öğrendim bir tanem. Sen bir annenin sahip olabileceği en mükemmel evlatsın. Hayatımdaki en harika varlıksın. Hep gülen o güzel yüzün, kocaman sevgi dolu yüreğinle hepimizin hayatının ışığısın. 
 
"İnsan sevinçten ağlar mı anne?" diye sormuştun ya. Ağlar meleğim. Ben şu an ağlıyorum. Allah'ımın bana senin gibi bir evlat vermesinin şükrüyle ve senin gibi bir özel birey yetiştimenin gururuyla ağlıyorum. Sende öyle bir kumaş var ki; sen bu ülke için de, tüm dünya için de tarihe geçecek, hepimizi gururlandıracak işler başaracaksın. Hedeflerine giden yollar ışıkla, sevgiyle dolsun birtanem.

Nice Yaşlara Meleğim! Seni Çok Çok Çok......Çok Seviyorum.






26 Şubat 2015 Perşembe

YENİDEN YAŞAM

Ben Endüstri Mühendisiyim ve senelerce sektörde Otomotiv Projeleri yönettim. Hep, o yeni tasarım arabanın yollara çıkacak olmasının heyecanını yaşadım. Sonra, o arabayı yollarda görünce inanılmaz gururlandım. Ben iyi bir Mühendisim, iyi bir Proje Yöneticisiyim. Yaptığım işle, başardıklarımla hep gurur duydum. 

Bir Eylül sabahıydı yeni bir yaşama merhaba dediğimde. Farklı bir şeyler olacağını daha ilk saniye farkettim; artık hayatımda çok şeyin değişeceğini. İrem'in aynı İrem olmayacağını, olamayacağını. 

Kendimi kalıplara sıkıştırdığımı farkettim misal. Yapabileceğim tek şeyin Araba Mühendisliği "bu tabir Zeynep'e ait" olduğunu sanıyordum Benim tek fayda alanım bu zannediyordum. İşimi hep sorguluyordum, nasıl daha iyi yaparım diye. Bununla beraber İrem'in yaşamını nasıl güzelleştirirm diye hiç sorgulamıyordum. 

6 ay oldu yola çıkalı ve evet artık farklıyım. Her gün beni oluşturan tüm hücrelerime teşekkür ediyorum. Her gün "Yaşamı nasıl güzelleştiririm, sevdiklerimin hayatına nasıl dokunurum?" diye düşünüyorum. En önemlisi ise kendi hayatıma dokunabiliyorum. Hayallerim çok büyük ve tercihlerim hayallerimden yana. 
Ve artık; bu odak üzerine oluşturuyorum projelerimi. 

"YENİDEN YAŞAM", benim tasarladığım, Yol arkadaşlarımla beraber yürüttüğümüz bir Sosyal Sorumluluk Projesi. Bu Cumartesi hayata geçecek. Onlarca proje yönettim, hiçbiri bende bu heyecanı bu coşkuyu oluşturmadı. Hiç birinde insanların yaşamlarına dokunacak olmanın hazzını yaşamadım. 
Ne kadar çok çocuğun yaşamına dokunuruz bilmiyorum, bununla beraber biliyorum ki; hiç birşey bir çocuğun yüzündeki gülümsemeden daha değerli değil. Ve bildiğim bir şey daha var:  Bir Şey Değişir, Her Şey Değişir! 

Merhaba "YENİDEN YAŞAM"! 


p.s.: Projenin isim hakkı yol arkadaşlarımdan İnci'ciğime aittir. 




11 Şubat 2015 Çarşamba

ESMA SULTAN


Çok güzel bir resim geçti geçenlerde elime. Eşine bir daha rastlanmayacak bir kadın, benim büyükannem Esma Sultan'ın resmi.

Herkese inanılmaz dokunuşları olan müthiş bir kadındı Esma Şeyhoğlu. Yaptığı gül şurupları gibi mis kokardı.

Aile bağlarını sağlam tutmayı öğütledi hep. Sevgiyi, saygıyı, dürüstlüğü, yardımseverliği, adil olmayı öğütledi. "Cömertlik saadetin anahtarıdır" derdi. Mutluluğun paylaşmaktan geçtiğini, iyi insan olmanın herşeyden önemli olduğunu öğretti. Hayatı boyunca herkesi mükemmel kabul etti, kimse hakkında olumsuz düşünmeyin dedi. Ve hep dimdik durdu hayata karşı. 


Bir de kinzili yoğurt çorbası yapmayı da öğretti bize. Öyle ki genlerimize işledi bu çorba. Her pişirdiğimizde, her içtiğimizde onunla olan anılarımızı konuştuk, onun değerlerini yaşattık.



5 sene önce aramızdan ayrıldı Şavşat'ın Esma Anası. Onun yaşatmaya çalıştığı değerlere öyle ihtiyacımız var ki şu günlerde.

Seni çok özlüyoruz. Mekanın cennet olsun Büyükannem.





3 Şubat 2015 Salı

VE... PROJE TESLİM EDİLİR...

Öğrenciliğim boyunca hep son dakikaların kahramanı oldum. Vizede sadece adımı yazıp 5 aldıktan sonra, son gece çalıştığım Mukavemet finalinden 100 almam hala konuşulur. Daha sonra aldığım zaman yönetimi eğitimleri ile hayatımdan "acil önemli" kavramını çıkardım. Bununla beraber Koçluk Eğitimi Projemi de, içime sinene kadar kendime sakladığım için son gece gönderdim.

Projenin son sorusu: Bu süreçten kazanımın? Ben şimdi bu soruyu kendime şöyle soruyorum: BENDE NE DEĞİŞTİ?

"Bir "İrem Balaban" kolay yetişmiyor. İletişim yeteneğim zaten tartışılmaz, bununla beraber gelişimin sonu yok. Koçluk eğitimi de alırsam iletişim yeteneğim daha da gelişir, özellikle kızımla olan iletişimim kuvvetlenir" diye düşünüp eğitime yazıldım. Eğitime başladığım Eylül sabahı da aynı psikolojide idim. 16. haftanın sonunda ise, hissettiklerimin tarifi mümkün değil. 

Mucizelerle dolu bir yolda olmanın heyecanının yanında, EVET BENDE NE DEĞİŞTİ?
  
  • Bütün bildiklerimden özgürleştim. Bu insanı öyle rahatlatan bir duygu ki.  Bana söyleneni, o sözdeki duyguyu net anlayabiliyorum. Ya da en anlaşılır tabirle, artık iletişimin lideri benim.
  • Sorularım çok güçlü. Sadece sihirli sorularımla insanlara faydalı olmak beni inanılmaz mutlu ediyor.
  • Kendi harikalıklarımın farkındayım ve onları daha da geliştirme yolundayım. Olmayacak şeyleri zorlamıyorum. 
  • Özdeğerimi biliyorum, yani benim için hayatın anlamını.
  • Kesinlikle daha kararlıyım. Hedeflerimi net görüyorum. Sohbetlerde anlattığım projelerimin artık ayakları yere basıyor. 
  • Beni kısıtlayan her şeyden, tüm alışkanlıklardan, inançlardan özgürleştim. 
  • Bütün diğer İrem'lerle barıştım. 
  • Daha cesurum. Çünkü verdiğim kararlar konusunda kendimden eminim. 
  • Artık "Koçluk" ne demek biliyorum. Koçluk yaşamın ta kendisi. Koçluk bir değişim yönetimi. İnsanın kendi hayatına odaklanmasını sağlayan bir süreç. Ve koçluk insanın kendi harikalıklarının farkına varmasını sağlayan sistemlerin bütünü. 
Özgürüm, cesurum, mutluyum, kararlıyım, değerliyim ve evet ben harikayım. Bir "İrem Balaban" kolay yetişmiyor.