Bundan tam 498 sene önce Yemen Valisi
Özdemir Paşa, keşfettiği kahve çekirdeklerini İstanbul’a Osmanlı
Sarayına getirir ve ilk Türk Kahvesi tohumları Taht-ul Kale’de atılır.
Böylelikle Türk sosyal yaşamında Taht-ul Kale’de 55 kahvehane ve 200
çalışan ile sayısız müptelası olan bir kültür oluşur. Akabinde Avrupa’da
sihirli içecek olarak tanınır ve kimi yerlerde Türk Şarabı olarak da
bilinir. Moliere, Pierre Loti, Victor Hugo, Balzac Türk Kahvesi’nin
müdavimlerinden bazıları. Yani aslına bakarsanız dünya, kahve kültürü
için Türkiye’ye teşekkür etmelidir.
Türk kahvesi kültürümüzün bir parçası
olması ve tüm dünyada da bu adla tanınmasına rağmen pazara yeni giren
alternatif kahve tatları ile her geçen gün daha az ilgi görmekte. Ben
ise tam bir Türk Kahvesi müptelasıyım. Adını söylemek için İtalyanca
öğrenmek zorunda kaldığımız o kahvelere hiç alışmadım. Çocukluğumdan
beri de kahveyi hep Kuru Kahveci Mehmet Efendi’den içtim.
3 sene kadar önce ise çok şirin bir
mekan sayesinde yeni bir Türk Kahvesi markası ile tanıştım: Mahallenin
Kahvecisi Selamlique. Selamlique marka olarak Türk kahvesi içme adabını
yaygınlaştırma misyonunun yanında, Türk kahvesine hak ettiği ilgiyi
tekrar kazandıracak kalitede hediyelik kahve setleri, fincan takımları
ve şekerlemelerle pazarda farkını hissettirmekte.
Mahallenin Kahvecisi ise geleneksel,
tarçınlı, okkalı, kakuleli, kafeinsiz, damla sakızlı veya çikolatalı
çeşitlerinin her hangi biri ile mutlaka halime hitap eder. Genellikle
günün ilk kahvesi ise kakuleli olanı, eğer günün ikinci kahvesi ise
kafeinsiz olanı tercih ederim . Üzerinde at nallanan köpüklü kahvemin
yanına, güllü, vanilyalı ya da tarçınlı lokum olmazsa olmazdır. Mekanın
sahibesi ve işletmecisi Suna Hanım ile sohbetlerimiz de kahvemin tadına
tat katar. Çocuklarımız, eğitim, tiyatro derken zaman nasıl geçer
anlamam. Malum, kahvenin tadı dostla ve sohbetle çıkar.
Evet Türk kahvesi kültürümüzün parçası
ve aynı zamanda en güzel anılarımız da hep yanımızda. Her gelin
görücüsüne mutlaka kahve pişirir. Her keyifli yemekten sonra eşimizle,
dostumuzla köpüklü bir kahve içeriz. Sohbetin peşine fincanı kapatıp
birbirimizin falını fallandırırız. Kimsenin duymadıklarını duyar,
bilmediklerini bilir o bir fincan kahve. Eee ne demişler; sıcak bir kalp
gibi, güzel bir kahve de hiç bir vakit unutulmaz.
Bu sabah da kahvemizi beraber içelim dedim. Afiyet olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder