2015’in ilk 3 çeyreği sinema açısından
oldukça sönüktü. “Kaderini değiştiremezsin” ana temalı, Terminatör ve
Görevimiz Tehlike serileri de durumu kurtaramadı. Eylül sonu izlediğim
Küçük Prens animasyonu yüzümü güldürdü. Hemen sonrasında ise Matt
Damon’lı “Marslı” ve Robert De Niro’lu “Stajyer” ile de “artık film
sezonu açıldı” dedim.
Dört gözle beklediğim bir film daha
vardı: Kara Düzen (Black Mass). Johnny Depp en sevdiğim aktörlerin
başında. 2009 yapımı “Halk Düşmanları” da bence son 10 senenin ve Johny
Depp’in en iyi filmi. Depp, FBI’ın en çok aradığı gangster olan John
Diilinger’ın hayat hikayesinde efsane bir performans çıkardı ve ben
yıllarca unutamayacağım kalitede bir film seyrettim. 2015 itibari ile
yine Johnny Depp ve yine FBI’ın en çok aranan suçlularından biri: James
“Whitey” Bulger…Beklentim çok yüksekti.
Filmde sadece Johnny Depp değil tüm
oyuncular başlı başına başrol, yani kadro müthiş. Oyunculuklar oldukça
iyi. Sanat yönetimi ve kostümler çok başarılı, 70 ve 80’leri güçlü
şekilde hissettiriyor. Hikayeyi her Türk Genci biliyor aslında. Bizim
Cüneyt Arkın’lı, Kadir İnanır’lı eski Yeşilçam filmlerinde aynı konu
defalarca işlendi. Gangster abi, hukuka saygılı kardeş ve kanun adamı
çocukluk arkadaşı. Whitey bir suç imparatoru olurken kardeşi eyalet
senatörü oluyor. Bununla beraber 2 kardeşin yol ayrımı filmde oldukça
sönük bir yer işgal ediyor…Whitey sürekli sadakati ve ihaneti
sorguluyor. Muhbirleri, gammazları hiç düşünmeden öldürüyor. Fakat
kendisi de FBI’ın muhbiri. FBI ajanı olan çocukluk arkadaşı vasıtası ile
FBI ile iş birliği yapıyor ve kendi suç imparatorluğunu büyütürken
karşısına çıkan herkesi harcıyor. Film, tüm suç filmlerinde olduğu gibi
baş karakterine açıkça bir hayranlık da besliyor. Eksik olan ise Scoot
Copper’ın çok önemli bir detayı atlaması: Karakterin motivasyonu, yani
Baba’yı Baba yapan şey. Halen cezasını çekmekte olan Whitey Bulger de,
filmi beğenmediğini açıklamış. Beklentimi çok yüksek tuttuğumdan olsa
gerek, ben de hayal kırıklığına uğradım fakat uslanmaz bir suç filmi
meraklısı olarak, filmde sevecek şeyler de buldum. Gidip seyrettiğime
pişman değilim.
Hikaye gerçek olunca hayata dair çok net
dersler veriyor. Düzen hep aynı düzen. Bir insanın karaya nasıl
bulaştığı, nasıl tuzağa düştüğü, bazısının son noktada nasıl döndüğü,
çoğunun da hatada ısrar edip gözünün kör olduğu çok güzel anlatılmış.
Filmdeki en güzel dersi ise Bulger oğluna veriyor: “Hayatta ne yaptığın
değil, nerede, ne zaman ve kiminle yaptığın önemli!”
Daha fazla yazıp da spoiler vermeyeyim.
Suç filmlerini ve biyografi seyretmeyi seviyorsanız Kara Düzen’i
kaçırmayın. İyi Seyirler!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder